13 Kasım 2013 Çarşamba

Yunan Mitolojisi: Zeus

Yunan mitolojisinde tanrıların kralı, en güçlü ve önemli tanrıdır.
Gökyüzünün, şimşek ve gök gürültülerinin tanrısıdır.
Çoğu zaman elinde bir şimşek ile resmedilmiştir.
Bereket ile özdeşleşmiştir, yağmur ondan beklenir.
Simgesi şimşeğin yanında kartal, boğa ve meşe ağacıdır.Aynı zamanda tanrıların kralı olduğu için asa ve taht ile de sık sık betimlenir.

DANAE VE ZEUS HİKAYESİ..

Danae Argos şehrinin ünlü kralının kızıydı. 
Bu kralın erkek evladı olmadığından tahtının
 sahipsiz kalacağından korkuyordu ve tanrılardan yardım istiyordu. 
Bir mucize eseri kızı Danae'den doğacak erkek çocuğun tahtına oturacağını öğrendiğinde.
 Kral bundan çok korktu ve kızını tunç levhalarla kaplattığı bir yeraltı odasına kapattı. 
Böylece kızının evlenmeden hamile kalmasını engelleyebileceğini düşünmüştü.
 Odaya kimsenin girmesi yasaktı ve kapıda sürekli nöbet tutan adamlar vardı. 
Ama bunlar Zeus'u engelleyemediler.

Baş tanrı bir gece yağmur olup yağmaya başladı. 
Kudurmuş fırtınalar her şeyi altüst ederken o yerin içine sızarak Danae'nin 
kilitli bulunduğu odanın tavanı arasından bir delik bularak genç kızın göğsüne damladı. 

Bu ilahi yağmurdan hamile kalan Danae Perseus'u doğurdu.




















İO VE ZEUS HİKAYESİ..

Geçmiş zamanlarda Yeryüzünde ölümlüler ve ölümsüzler diye sınıflandırılmış insanlar yaşardı. O zamanlar tek tanrı değil yer ve göğün ve her şeyin yönetiminden sorumlu çok tanrılar vardı. Aynı şimdiki devlet yönetimindekiler gibi yukardan aşağı bir hiyerarşi, emir komuta zinciri sürüüüp giderdi…
ZEUS’tu, Tanrıların başı, HERA da onun karındaşı... Hera, Afrodit’ten bile güzel bir kız, dağlarda korkusuzca yaşardı sütannesinin adı Markis. Bir kış günü otururken ıssızda soğuktan üşüdü birden,. İşte o dağlarda o an, omzuna titreyen bir GUGUK kuşu kondu. Hera, acıyıp kuşa başını ak göğsüne yatırıp avuttu. Oysa bu guguk kuşu yüce Zeus’du… Her kılığa girebilirdi O..
Zeus ne yapıp edip evlenmeye ikna etti Hera’yı sonunda. Düğünlerine yer ve gökteki tanrıların hepsi hazırlandı. Perilerin hepsi düğüne hediyeleriyle geldi. Gelmeyen tembelliğinden bir tek Khelone kalmıştı geriye. Hera, içerledi, buna çok. Onu kaplumbağaya çevirdi, hantallığının cezasıydı bu. Gel zaman git zaman

Zeus’la evlilikleri mutlu mesut sürerken, Zeus’un gözüne bir güzel kız ilişti o dem, işte o zaman aklı başından gitmişti. Hera’ ya görünmeden gökyüzünden yere uçmuştu.
O sıralar Finikeli kral yarı Tanrı İnakos’un kulağında bir ses :
“At kızını evinden yurdundan dışarı
Gitsin Tanrı’lara kurbanlık koyun gibi
Dolaşsın Dünyanın dört bir yanını
Yoksa Zeus yok edecek senin bütün soyunu” diyordu.
 IO; İnakos’un biricik kızı, emir Tanrılardan geliyordu belli ki, 
bilmiyordu ki ne yapıp ne etmeli? Bir gün derin uykularından 
uyandı güzel kızı IO, “babacığım bir rüya gördüm “dedi. Kulağıma bir ses;
“Ey mutsuz genç kız, niçin yalnızsın?
Erkeklerin en yücesi özlerken seni
Kalk çabuk baba evinden ayrıl
Çayırlıkta yüce Zeus görsün seni!”diye fısıldıyordu dedi.
IO kırlarda sesin sahibini aramaya çıkmışken, Zeus göründü 
zeytin ağacının ardından. Zeus onu daha önce görüp sevmişken, 
IO ise habersizdi bütün bu olanlardan. Kaçmak ne mümkün? 
Yüce Zeus kavramıştı IO’nun belinden. Bu arada göklerden aşağıya 
bir baktı Tanrıça Hera, kocası yeryüzünde bir kızla oynaşıyordu.
 Tam eteklerini toplamışken Zeus fark edip Hera’yı IO yu korumak 
için son nefesiyle üfledi üstüne kara bulutları.

O arada IO baktı ki eli ayağı değişmiş, ak bir beyaz öküze dönüşmüştü bedeni. 
Duman dağıldığında Hera etrafta herhangi bir kadın göremeyince, bir an için 
rahatlasa da, dikkatini çekti saf saf bakan öküzün gözleri. IO’yu bir zeytin
 ağacına bağladı Hera, başına da 100 gözlü Argos’u dikti bekçi. Koca Zeus 
hiç boş durur mu? Çoban kılığına sokup Hermes’i, Argos’a kavalıyla ninniler 
çaldırıp masallar anlattırdı. Gözlerinin yarısı açık yarısı uyurken açıkgözleriyle 
öküzü gözlüyordu Argos.Az zaman sonra dayanamayıp birden derin uykulara daldı. 
Hermes o an onu oracıkta öldürdü. Olanlara şaşıran Hera keder ve üzüntüyle, sevgili 
kuşu tavusun kuyruklarına Argos’un 100 gözünü serpti. Öfkesi ikiye katlanmışken Hera, 
öküzü serbest bırakıp kendisine bir AT SİNEĞİ musallat etti. Sinekten kaçayım derken IO 
ne karnını doyurabildi, ne uyuyabildi. Bütün ege kıyılarında koşup (İyonya’da),deli gibi
 BOĞAZİÇİ'ni (ÖKÜZ GEÇİDİNİ)geçip Kafkasya’ya ulaştı. O koşarken ayaklarının altından
 toprak kopuyor adalar oluşuyor, boğazdan (Bos-horus)geçerken iki kıta birbirinden

 ayrılıyordu.




LEDA VE ZEUS HİKAYESİ..

Zeus bir gece, güzel bir kuğu şekline bürünerek Taygetos dağının tepelerine indi.
 O yere indiği sırada Aetolia kralının güzeller güzeli kız Leda uyuyordu.
 Zeus güzel kokular saçan kanatlarını çırparak prensesi uyandırdı. 
Kuğu ona doğru yaklaşarak uzun boynu ile yüzünü okşadı.


"Benden korkma, ben aydınlık tanrısıyım" dedi ona 
"İstiyorum ki birbirinin eşi olan iki çocuk dünyaya getiresin, 
onlar ay ve güneş gibi birbilerini takip ederek yaşasınlar. 
İnsanlara iyilik etsinler, can vermek üzere olan gemicilerin yardımlarına koşsunlar."

Dokuz ay sonra Leda ormanın derinliklerinde bir yumurta yumurtladı.
 Yumurtanın içinden birbirinin eşi olan iki erkek çocuk çıktı.
 Birinin adı Kastor diğerininki ise Pollüks oldu. Yumurtadan çıkar
 çıkmaz parlak bir yıldız iki kardeşin başlarına nur döktü, sonra her 
ikiside aynı ata binerek ellerinde aynı mızraklarla dört nala oradan uzaklaştılar.







12 Kasım 2013 Salı

DİVRİĞİ ULU CAMİ











Divriği Ulu Cami Sivas ilimizde Mengücekli Beyliği döneminde yapılmıştır.Yapıyı Ahmet Şah yaptırmıştır.Yapıda farklı bölümlerde farklı mimarlar çalışmıştır. 
Yapının içinde merkez cami, türbe ve şifahane bulunmaktadır..
Yapı mihrap duvarına dik 5 sahından oluşur.
Yapnın en ilginç özelliklerinden biri 3 boyutlu taş oymalarında ne islam ne de eş zamanlı hristiyan mimarisinde olmayan özellikler vardır.
Taş oyma ve kabartmalarında Hint, Suriye, Mısır, Orta Asya etkileri görülür.
Yapıda Kuzey, Batı, Darüşşifa ve Doğuda bugün pencereye çevrilmiş 4 taç kapı bulunur.
Kuzey taç kapıda barok etkileri görülür. Bezemeler alışılmamış boyuttadır. Bezemeler arasında: güneş diski, kompozit yapraklar, rumi ve palmetler, hayat ağacı motiflerive sekizgen yıldız motifleri vardır...























Şifahane taç kapısında gotik özellikler görülür.İç içe sivri kemerlerden oluşması gotik dönem kiliselerini hatırlatır.Bitkisel motifler kullanılmıştır.Cephe üzerinde insan profilleri de bulunur fakat zamanla insanlar cami duvarlarında insan silüetinin bulunmasının yanlış olduğunu düşünerek bunları kazımışlardı



















Erkek ve Kadın silüetlerinin bulunduğu bölümler..




Anka kuşu motifi..





















Batı taç kapısının iki tarafında mihrabiyeler ve gülbezekler vardır. Yoğun bir şekilde işlenmiş geometrik motifler bulunur. 

Tek başlı kartal motifi ve yanında doğan kuşu figürü bulunur.


























Doğu taç kapısında Selçuklu süsleme özellikleri görülür. Sekizgen yıldızlar, geometrik motifler, bitkisel motifler bulunur..



























DİVRİĞİ ULU CAMİ İLGİNÇ BİR DETAY:



UNESCO TÜRKİYE'DEKİ DÜNYA MİRASLARI

Türkiye'de, Unesco Dünya mirası listesinde kayıtlı olan 11 

yer bulunmaktadır.

* İstanbul'un tarihi yerleri






















*Çatalhöyük


















*Göreme Milli Parkı ve Kapadokya



















*Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası



















*Hattuşaş



















*Nemrut Dağı Milli Parkı


















*Ksantos ve Letoon




















*Pamukkale ve Hierapolis



















*Safranbolu




















*Troya



















*Selimiye Camii ve Külliyesi